Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2015 Pazartesi

Gribe Karşı Doğal Reçete

Gribe Karşı Doğal Reçete

Gribe Karşı Doğal Reçete
Kış  aylarının  yaklaşmasıyla  beraber,  çocukları  gripten,  soğuk  algınlığından  nasıl  koruyacağız  soruları  da  daha  sık gündeme  gelmeye  başladı. Akşam  Gazetesinde bu  konu hakkında  yayınlanan  röportajımı sizlerle  bu  köşemde  de  paylaşmak istedim.
Akşam Gazetesinde Yayınlanan Haberimiz:
Soğuk havalar ve okulların açılmasıyla grip virüsü çocukların da sıkça kapısını çalıyor. Son günlerde bu şikayetle hastaneye götürülen çocukların sayısı arttı. Çocuklar hapşırık, öksürük, nefes yoluyla da gribi kolayca birbirlerine bulaştırıyorlar. Peki çocuklarımızı doğal yollarla gripten nasıl koruyabiliriz? İşte, uzmanından önemli uyarılar, öneriler...
Bağışıklık sisteminin yetişkinlere göre zayıf olması, çocukları tehlikeye çok daha açık hale getiriyor. Hele de kalabalık ortamlarda hapşırık, öksürük yoluyla yayılan virüslerin kış aylarında saatlerce canlı kalabilmesi özellikle de okula giden çocukları tehdit ediyor. Acıbadem Etiler Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve Doktoramcam.com Tıbbi Koordinatörü Dr. Anıl Yeşildal,çocukları gribe karşı korumada beslenmeden uyku düzenine, sık el yıkamaktan ellerini ağızlarına ve yüzüne sürmemelerine, bol su içmelerinden hareket etmelerine dek basit bazı kuralların son derece önemli faydaları olduğunu vurguluyor. Örneğin  geceleri geç yatan ve yeterince uykusunu alamayan çocukların bağışıklık sistemi zayıflıyor ve vücut direnci azalarak enfeksiyonlara daha açık hale geliyor. Sağlıklı bir hayat sürmek ve enfeksiyonlardan korunabilmek için düzenli uykunun şart olduğunu belirten Dr. Yeşildal, çocuğun yaşına göre bu sürenin 8-12 saat arasında değişebildiğini, uykuda tüm hücrelerimiz ve tüm organlarımızın yenilendiğini söylüyor.
Kahvaltı şart
Çocukların doğal yolla gripten korunabilmesi ve bağışıklıklarının güçlendirilmesi için kahvaltı şart! “Öğünlerin kralı” olarak adlandırılan sabah kahvaltısı çocukların güne hem fiziksel hem de zihinsel açıdan güçlü başlamasını sağlıyor. Özellikle  birçok  çocuğun sevgilisi  bal  sabah  hem  eneji  veriyor,  hem  de  bağışıklık  sistemini  güçlendiriyor. Okulda kahvaltı etme imkanı olmayan bir çocuğun evde de kahvaltı yapmaması durumunda vücut direnci kaçınılmaz olarak zayıflıyor. Dr. Yeşildal ana öğünler kadar ara öğünlerin de büyük önem taşıdığını belirtirken “Ara ve ana öğünler bağışıklık sisteminin kuvvetli olmasında son derece önemlidir. Tüm vücudumuz yapı taşlarından oluşur ve biz bu yapı taşlarını besinlerden alırız. O nedenle dengeli, düzenli, hem ana hem ara öğünlerin atlanılmadığı bir beslenme tarzında tüm hücrelerimiz de o kadar sağlıklı olacaktır. Buna bağışıklık sistemi hücreleri de dahil” diyor. Çocukların yaşına göre günde 1000-1500 kalori alması gerekiyor. Bu kalorinin gün içine düzenli şekilde dağıtılması önemli. Karbonhidratlar enerji verirken, vitamin ve mineraller de hücre fonksiyınlarının yürütülmesi ve enfeksiyonlardan korunmada yardımcı oluyor. Proteinler ve yağlar ise hücrelerin ana yapı taşlarını oluşturuyor.
Çocuğunuzu yeşil ve kırmızı biberle tanıştırın
C vitamini takviyesi hele de bu soğuk günlerde griple mücadelede çok daha fazla önem taşıyor. Dr. Anıl Yeşildal, C vitamini deyince akla genelde portakal ve mandalina gibi narenciye grubunun geldiğini oysa kivi, yeşil biber ve kırmızı biberin çok daha fazla C vitamini deposu besinler olduğunu vurguluyor. Çocukların ana öğünlerde mutlaka sebze tüketmesi gerektiğini, meyvelerin ise yemeğin hemen arkasından ziyade ara öğünlerde verilebileceğini belirten Dr. Yeşildal, kuşburnunun da C vitamini açısından zengin bir kaynak olduğunu, kış aylarında her gün kuşburnu çayının tüketilebileceğini söylüyor. Meyvelerin suyunu sıkmak yerine lifleri ve posası ile tüketilmesi şart. Zira bu durumda mineral ve vitaminlerden daha zengin oldukları gibi bağırsakların çalışmasına da katkıda bulunuyorlar.
Su en iyi öksürük şurubu!
Gribe karşı etkili bir başka savaşçı da su! Üstelik su en iyi öksürük şurubu! Özellikle burun ve alt solunum yollarını döşeyen mukozanın hücrelerinin susuz kalması ve kuruması çocukları enfeksiyonlara daha açık hale getirebiliyor. Bu nedenle çocukların yaşına göre günde 1-2 litre arasında sıvı tüketmesi gerektiğini belirten Dr. Yeşildal, bu sıvının da mümkün olduğunca su olarak tüketilmesini öneriyor. Çocukların su içmeleri gerektiği gibi, ellerini de sık sık yıkamaları şart. Enfeksiyonların ellerimiz yoluyla kolayca bulaşabildiğine dikkat çeken Dr. Anıl Yeşildal, çocukların gün boyu mikroplara açık, ellerini ağız ve yüzlerine götürdüklerinde tehlikeye doğrudan maruz kaldıklarını belirterek “Çocuklarımıza gün içinde ellerini sık sık yıkama alışkanlığı kazandırmalıyız. Antibakteriyel sabunlar çok revaçta ancak biz bunları önermiyoruz. Çünkü faydalı mikropları öldürerek bazı cilt hastalıklarına veya başka sorunlara davetiye çıkarabiliyor. Normal bir sabun ve ılık su en iyi temizlik kaynakları” diyor. 
İnternette fazla zaman geçirmek gribe davetiye çıkarıyor
Günümüzde çocukların saatlerce bilgisayar başından ayrılmaması anne-babaların en fazla şikayet ettikleri konular arasında yer alıyor. Saatlerce hareketsiz kalan çocuklar gribe ve enfeksiyonlara da daha açık oluyor. Düzenli spor ve hareket etmenin tüm vücudumuzun yenilenmesine ve enfeksiyonlara karşı korunmasına çok önemli katkıları olduğunu belirten Dr. Yeşildal “Sürekli hareketsiz bir şekilde bilgisayar başında, televizyon karşısında vakit geçiren çocuklar açık havaya çıkmadıkları, temiz havadan oksijenden faydalanmadıkları ve hareketsiz kaldıkları için gribal enfeksiyonlara da daha açık hale geliyorlar. Üstelik hareketsiz yaşam tarzı obeziteye de davetiye çıkarıyor. Bu nedenle anne-babalara çok büyük görev düşüyor” diyor. Anne-babaların çocuklarını spora yönlendirmeleri, bilgisayar ve televizyon başında geçirdikleri süreyi onları bilinçlendirerek sınırlamaları ve ailece yürüyüş gibi fiziksel aktiviteler gerçekleştirmeleri gerekiyor. 

Dünya Nüfusu 'Sağlıksız' Yaşlanıyor


Dünya nüfusu sağlıksız yaşlanıyor
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), insanların artık daha uzun yaşadığını ancak sağlıklı yaşlanmadığını, 60 yaş üstü kişi sayısının 2050'ye kadar iki kat artarak 2 milyara ulaşmasının beklendiğini bildirdi.
DSÖ, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü öncesi, yaşlanmayla ilgili yeni raporunu yayımladı.
Rapora göre, dünya genelinde 900 milyon 60 yaş ve üstü insan bulunuyor. Bu rakamın 2050'ye kadar yaklaşık iki kat artarak 2 milyara ulaşması bekleniyor.
Birçok ülkede her beş kişiden biri, 60 yaş ve üstünde bulunuyor.
Türkiye'de 60 yaş ve üstü kişi sayısı 8,8 milyonla nüfusun yüzde 11,2'sini oluştururken, 2050'ye kadar bu sayının 25,5 milyona ulaşacağı öngörülüyor.
Dünya nüfusu sağlıklı yaşlanmıyor
Raporda, insanların giderek daha uzun yaşadığına ancak sağlıksız yaşlandığına dikkat çekildi.
Yaşlanan nüfusun bir kısmı rahat ve sağlıklı yaşam sürerken, birçok ülkede yaşlıların ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı ve sağlık hizmetlerine erişiminin kolay olmadığı ifade edilen raporda, ülkelere, insanların sağlıklı yaşlanmasını destekleyecek düzenlemelerin gerçekleştirilmesi çağrısı yaptı.
- 'Yaşlı dostu kentler'
DSÖ, raporunda, yaşlıların sağlık hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması, sağlık sistemlerinin bu kişilerin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlenmesi, "yaşlı dostu kentler" oluşturulması ve yaşlıların toplumda aktif yer almasının sağlanması gibi tavsiyelerde de bulundu.

Gece görüşlü ambulans helikopterler geliyor

Gece görüşlü ambulans helikopterler geliyor

Sağlık Bakanlığı, filosuna gece görüşlü 3 helikopter ekleyecek. Hasta nakillerinin helikopterlerle gece de yapılabilmesi yıl sonunda mümkün olabilecek.

Sağlık Bakanlığı, gece görüşlü 3 helikopterle, gece hasta nakillerinin ambulansla sağlanması için harekete geçti. Acil sağlık hizmeti sunumunda kalite ve ulaşılabilirliğin yanı sıra hızın da çok önemli olduğunu belirten Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, ambulansların kaliteli, donanımlı, çağın teknolojisine ve gereklerine uygun olması gerektiğine vurgu yaptı.

Bunun için Bakanlık olarak helikopter ambulans filosunu büyütmeye çalıştıklarını söyleyen Gümüş, "Şu anda sadece gündüz uçabilen helikopterlerimiz var. Bunlara gece görüşlü 3 helikopter daha ekleyeceğiz" dedi.

Gece görüşlü ambulanslar sayesinde acil hastaların havayoluyla hızlı şekilde gece de nakillerinin mümkün hale geleceğine işaret eden Gümüş, alınacak gece görüşlü helikopterin ilk etapta İstanbul, Ankara ve İzmir'de konuşlanacağını bildirdi.

Hasta nakillerinin helikopterlerle gece de yapılabilmesi yıl sonunda mümkün olabilecek.

BAKANLIK FİLOSUNDA 17 HELİKOPTER, 3 UÇAK AMBULANS VARSağlık Bakanlığı verilerine göre, 2002 yılı sonunda 618 olan tam donanımlı 112 ambulansı sa­yısı 3 bin 858'e yükselirken, 2015 yılında 4 bin 600 ambulansa ulaşılması hedefleniyor. Ulaşımda güçlük çekilen bölgelerde de 295 kar paletli ambulans halkın hizmetine sunuldu.

Yanı sıra, 2002 yılında 481 olan 112 istasyon sayısı, 2 bin 142'ye çıkarıldı. 112 Acil Sağlık Hizmetleri ile 2002 yılında 350 bin hastaya tahliye ve sağlık hizmeti sunulurken, bu rakamın 2013 yılı iti­bariyle 3 milyon 665 bini bulduğu belirtiliyor.

Sağlık Bakanlığı tarafından 2008 yılında devreye sokulan hava ambulans sistemi kapsamında, filoda şu an 17 ambulans helikopter ve 3 ambulans uçak bulunuyor. Helikopter ambulanslarla bugüne kadar yaklaşık 18 bin, uçak ambu­lanslarla da 6 bin hasta taşındı. 
Site © 2015 Diyarbakır Tanıtım Sitesi